Ergen danışmanlığı
Ergenlik dönemi ve özellikleri
Ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçişin eşiği niteliğindendir. Bu nedenle ergenlik döneminde hem çocukluk özelliklerinin hem de yetişkinlik özelliklerinin bir arada sergilenmesi olağan ve anlaşılır bir durumdur.
Çocukluk dönemi, insan yaşamında, hızlı büyüme gelişme, ilk öğrenme ve ilk deneyimlerin kazanıldığı dönemken; ergenlik de bu deneyimlerin yerleşmesi, kemikleşmesi açısından kritik bir dönemdir. Eğer bir çocuk, ergenlik öncesi dönemde, vaktinden erken deneyimler, travmatik deneyimler ya da zorlu yaşam olaylarına maruz kalmışsa ve henüz profesyonel yardım almamışsa, bu zorlu deneyimlerin daha da kalıcı izler bırakmaması için, ergenlik fırsat sayılabilecek bir dönemdir. Ergenlik döneminde müdahale edilmeyen sorunların, kalıcı bir hal aldığı birçok çalışma ile kanıtlanmıştır. Ergen birey herhangi bir kriz yaşamasa bile, dönemin gelişim özellikleri ve ergenlik dönemindeki bir ergenden beklenen gelişim görevleri nedeniyle, ergenlik doğasında güçlük ve stresleri de barındıran bir dönemdir. Havighurst’ e göre 12- 18 yaş aralığındaki bir gencin gelişim görevleri, yani tatmin edici ve mutlu bir hayat sürdürebilmesi için, kendinden beklenen ve yerine getirmesi gereken sorumluluklar; toplumsal sorumluluk alma isteği duyma, erkeksi veya kadınsı sosyal role tam olarak erişme, bedenini kabul ederek etkili şekilde kullanma, ahlak sistemi, ideolojiler, kendine has değerler sistemi kazanma, mesleğini seçme, cinsel olgunluğa erişme, duygusal bağımsızlığı kazanma, evlilik ve aile hayatına hazırlanma gibi ödevlerdir. Bu dönem, aileden ayrışma ve bireyleşme sürecinde, bir fırsat daha sunar kişiye.
Biyososyal teoriye göre ergenlerin beyni biyolojik olarak farklı çalışmaktadır; bu yüzden, geçici duygular konusunda diğer insanlardan daha kırılgandırlar. Özellikle aile bireyleri ve akranları başta olmak üzere diğer insanların, görünümlerine ilişkin yaptıkları değerlendirmelere karşı duyarlıdırlar. Ergenlikte meydana gelen bedensel, zihinsel ve psiko-sosyal değişimler, görünüş kaygılarının daha fazla yaşanmasına zemin hazırlayabilir. Ergen, bedeniyle ve dışardan nasıl göründüğü ile fazla ilgilenirler ve genellikle de kendilerini bu anlamda olumsuz değerlendirmeye eğilimli olurlar. Dış görünüşe dair bu olumsuz değerlendirmeler, kaygı ve endişeye, bireyin kendilik algısını da etkileyerek, genel iyilik halini olumsuz etkileyebilir. Kendilerini diğer insanlarla kıyaslama eğilimde olurlar ki; bu aşamada uygun rol modelin önemi bir kez daha ortaya çıkar.
Ergen danışmanlığında aile desteği
Ergenlikteki bireyin en önemli gelişim ihtiyaçlarından biri, etrafında ona seçenekler sunarak yol gösteren, sorumluluk alarak geleceğe hazırlanmasını kolaylaştıran, geliştirmekte olduğu kişiliğe saygı duyan, onu empati kurarak dinleyen ve anlamaya çalışan, uygun bir rol modeldir.
Ergen, modelin aile dışından da seçilebilir. Bu noktada, öğretmenler, liderler, sanatçılar, sporcular, ünlü kişiler akranlar devreye girer. Riskli gruplardan ya da uygun olmayan davranışlar sergileyen kişilerden de rol model seçilebileceği riski akılda tutularak, her aile çocuğunun dahil olduğu grupları, arkadaş çevresini, ilgilerini bilmeli, dikkatinin bir bölümünü çocuğuna ayırmalıdır. En iyi yol, çocukla samimi, ilgili, empatik, sevgi ve saygı örüntüsünde, dinlemeye ve anlamaya odaklı bir ilişki kurmaktır. Sorunlarını, sevinçlerini, hüzünlerini, başarılarını paylaşabileceği bir alan açmak, desteklemek, yapıcı geribildirimlerde bulunmak, gerektiğinde uyarmak ve otorite kurmak olumlu yaklaşımlardır. Çocukların aileleriyle paylaşımda bulunması, ebeveynlerin de çocuklarıyla paylaşımda bulunmasına bağlıdır ve öğrenilebilen bir davranıştır. Arkadaş gruplarından haberdar olmak için, zaman zaman arkadaşlarını eve davet etmek, tüm insanların erişimine açık olan spor sanat eğlence yeme içme faaliyetlerine seyirci olmak ya da çocuğu faaliyet alanına götürmek ya da almak gibi belirli mesafeden katılım sağlanabilir.
Bu katılımı sağlarken, amaç kontrol etmek değil, güven ortamı sağlamak olmalı, bireyleşme sürecine zarar vermemeye özen gösterilmeli, özel alanına ve özel konularına teklifsizce dahil olunmamalı, özgüveni zedelenmeden, kısıtlanmadan ve rahatsız edilmeden, anlayış ve güvene dayalı bir atmosfer yaratılmalı.
Ergenlik dönemindeki çocukların, derslerini ya da sınav performanslarını olumsuz etkileyeceği düşüncesi ile bu spor ve sanatsal ilgi alanlarından uzak tutulmaya çalışıldığı durumlara sık rastlanmaktadır. Çocuklara, ilgi ve heyecan duydukları faaliyetleri yapmaları konusunda alan açılmalı ve mümkün olduğunca imkanlar sunulmalıdır. Bir çocuk, keyifle yaptığı bir aktivitede gösterdiği başarıyı, diğer alanlara da kolayca transfer etme eğilimde ve potansiyelindedir. Yani spor, müzik, resim gibi dallarda başarılı olan çocuklar, akademik alanlarda da başarılı olmaya adaydır.
Anne babalar ya da onların yerini alan bakım verenler, hatırlamalıdır ki; çocuğun en çok önemli ihtiyacı ailesidir. Ergen kişi, ailesinin sevgisi, ilgisi, güveni, anlayışı ve desteğiyle bir bütün olur ve yaşama sağlıklı adımlarla katılır.
Ergen danışmanlığında aileye destek
Sistem temelli yaklaşımlardan olan aile danışmanlığı, aileyi tek bir varlık/ bütün olarak ele alır ve her bir üye, vücudun birer organıymış gibi değerlendirilir. Gelişim, yaşam boyu olduğuna göre, her bir aile bireyi, kendi gelişiminin farklı basamaklarındadır ve her bir üye erginlenme yolculuğundadır. Ailede özel ya da kritik dönemlerden geçen bireyler varsa, aile enerji, zaman ve maddi kaynaklarını belirli bir süre, bu kişilere aktarabilir. Ergenlik dönemi de birey için olduğu kadar ailenin bütünü için de kritik bir dönemdir. Ailede ergenlikteki kişiye verilen önem nedeniyle, bazen diğer kardeşlerin ilgiden yoksun kaldığı ya da dezavantajlı duruma geçtiği, birçok ailede deneyimlenen bir durumdur. Aileler bu konuda dikkatli olup, çocuklar arasında ilgiyi ve özeni mümkün olduğunca, ihtiyaca uygun şekilde dağıtmalı ve ailenin bütüncül gelişimini de aksatmadan diğer üyeleri de ihmal etmemeye özen göstermelidir. Ebeveynler, ergen çocuklarının sürecine destek olmaya çalışırken, kendilerinin de danışmanlık ve psikolojik yardım ihtiyacını fark edebilirler. Çünkü bu süreç, anne babanın kendi büyüme süreçlerini, onlar fark etmeden yeniden gündeme getirebilir. Anne babalardan, ‘biz sizin yaşınızdayken…’, ya da ‘bizim zamanımızda…’, ‘eskiden olsa…’, ‘bizim anne babamız olsa…’ gibi söylemleri sıkça duyulan söylemlerdir. Eğer anne baba bu süreçte kendi geçmişine çok sık gider ve mevcut durumu yönetmekte zorlanırsa, regrese olduğundan (geçmişteki bir gelişim evresine gerileme) söz edilebilir ve bu durum da psikolojik yardımı gerektirebilir. Belki anne babanın da geçmişte çözemediği sorunları, çocuklarının büyüme evrelerinde yeniden gün yüzüne çıkabilir. Böyle durumlarda aile danışmanlığı çerçevesinde danışmanlık alarak, üyeler kendilerini ihmal etmeden, birbirlerinin gelişimlerine, daha sağlıklı bir ruh yapısıyla katkıda bulunabilir.
Ergen danışmanlığının çerçevesi
Ergenin yeni sosyal gruplara dahil olmasıyla birlikte, kendini, dünyayı ve geleceği anlamlandırırken, ebeveynlerinden ve diğer yetişkinlerden öğrendiklerine, kişisel deneyimlerini ve görüşlerini de dahil ederek, dünya görüşünü kendine özgü bir biçimde yeniden kodlayacak ve şekillendirecektir. Aile yaklaşımları yanında, bireyin kalıtsal eğilimleri, ruhsal seçimleri, çevreden edindiği deneyimler, anlayış biçimleri de gelişimde rol oynar. Ergenlik bu kadar etkileşimin bir arada olduğu bir dönem olunca, bazen konuların ilerlemesi ya da sorunların çözülmesi akış içinde olamayıp, aile desteğinden daha fazlasını yani profesyonel bir yardımı gerektirebilir.
Ergenlik sorunlarına karşın yaşam, çözümler ve onarım fırsatları sunar ve bilim, insanların sorunlarına çözüm arama gayesini yüzyıllardır sürdürmektedir. Çözüm sürecine fayda sağlayacak en önemli etkenler, sorunun varlığını fark etmek, sorunu kabul etmek ve çözüm aramaktır. Erken müdahale ise daima avantaj sağlar. Anne babalar, çocuklarının davranış ve konuşmalarını doğal ortamlarında gözlemleyerek değerlendirmelerinin sonucunda; onların çevreye ve topluma uyum sağlamakta zorlandıklarını, sosyalleşemediklerini ya da sağlıklı ilişkiler kuramadıklarını, okul başarılarının bu durumdan olumsuz etkilendiğini, deneyimlerinin sonucunda bir türlü tatmine ulaşamadıklarını, gelişim düzeyi açısından akranları ile aralarında uyumunu bozacak derecede belirgin bir fark, gerilik ya da aşırılık olduğunu ve benzeri durumları fark ederlerse, bir de uzman görüşü almalarında fayda vardır. Duygular, dışardan gözlenemeyip, bireyin kendi ifadesi ile anlaşılabilmesinin yanında, davranış, yüz ifadesi ve beden dili gibi eylemlerle dışa yansıtılır.
Ergen bir bireyin, hem bedenindeki hormonsal, fiziksel ve cinsel değişimleri fark etmesi, ayak uydurması, hem sorumluluk gerektiren seçimlerin arifesinde olması nedeniyle üzerinde hissettiği baskıdan dolayı ruhsal sarsıntılar hissetmesi, yaşadığı dönemin en doğal getirisidir.
Bu dönemde ergene sunulan psikolojik yardım hizmeti, bir yandan bu dönemi kolay geçirmesini, psikolojik sağlamlık geliştirmesini, seçimlerini özgür iradesi ile yapabilme imkânı ve baş etme mekanizmalarını güçlendirmesini sağlarken diğer yandan geçmişe ait işlevsel olmayan ya da hatalı kodlanan deneyimlerini, onarmasını ve işlevsel olanlarla yeniden çerçevelendirmesini sağlar.
Ergen bireyde, ruh sağlığı açısından, klinik açıdan bir sorun olup olmadığına dair kararı, branşı çocuk ve ergen psikiyatrisi olan bir hekim verebilir, tanı koyabilir ve ilaç tedavisi gerekli ise ilaçları ancak hekim önerebilir ve reçete edebilir. Ergen terapisi üzerine eğitimler almış ve kendini geliştirmiş olan psikolog ve psikoterapistler, bu tedavinin, psikososyal yardım boyutunda sürece dahil olurlar. Ergen terapistlerinin güvenle kullandığı terapi yöntemleri arasında, bazı oyun terapi yaklaşımları, psikanalitik yaklaşım, sanat terapisi, duygu odaklı terapi, kabul ve kararlılık terapisi, çözüm odaklı kısa süreli terapi, farkındalık/ mindfulness temelli yaklaşımlar, diyalektik davranış terapisi ve bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı yer alır. Oyun terapi yaklaşımlarından, kum tepsisi terapisi, öykü terapi, teknikleri ergenler için de kullanılabilirken, bilişsel davranışçı terapinin kullandığı tekniklerden bazıları psikoeğitim, duyguları tanımlamak bilişsel yeniden yapılandırma, gevşeme eğitimi, maruz bırakma gibi tekniklerdir. Çocuk ve ergenlerde karşılaşılan, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk, madde kullanımı, anksiyete bozuklukları, dürtü kontrol bozuklukları, yeme bozuklukları gibi birçok rahatsızlık, bilişsel davranışçı terapinin çözüme kavuşturma konusunda etkili olduğu durumlardır. Bunların yanında, ergen bireyin klinik bir tanı almadığı ve yardım ve desteğe ihtiyaç duyduğu her konu ergen danışmanlığı konusu olabilir.
Ergen danışmanlığı ve terapisinden faydalanan kişilerin yaşamlarına dahil edebilecekleri sosyal duygusal becerilerden bazıları;
- Kendinin ve diğerlerinin farkında olmak
- Olumlu tutum ve değerler edinmek
- Farklılıklara saygı duymak
- Sağduyulu kararlar alabilme
- İletişim becerileri
Ergenlik dönemi de dahil olmak üzere çocuklar, dahil oldukları bir olumsuz olayda, psikolojik olarak işbirlikçi sayılmazlar ve masum kabul edilirler. Genellikle etki altında kaldıklarında, bilinçli ya da bilinçsiz, istemli ya da istemsiz olarak, bazı davranışlara yönelebilirler. Yetişkinler tarafından olumlu bir şekilde yönlendirilmeye ve değer kazanımına ihtiyaçları vardır. Yetişkinlerse kendilerinden ve çocuklarından sorumludurlar. Bu sorumluluklarını yerine getirirken bazen aksatabilir, yorulabilir hatalar yapabilir ve yardıma ihtiyaç duyabilirler. Çocukları üzerinde olumsuz etki yaratan ve iz bırakan yaklaşımları olduğunu fark eden ailelerin, çocukları için ergen terapisi talep etmeleri, telafi niyetlerinin ve yardım çabalarının anlamlı bir göstergesidir. Anne babaların, ergen çocuklarına sunacakları profesyonel psikolojik yardım, ailenin gelişimine uzun vadeli bir yatırım, çocuğun gelişimine değerli bir hediyedir.
KAYNAKLAR
https://www.humanitepsikiyatri.com/wp-content/uploads/2018/11/cock-ve-ergen-2018-kitap-min.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1335706
https://www.researchgate.net/publication/355719727_Cocuk_ve_Ergen_Psikiyatrisi_Klinigi_Egitim_ve_Tedavide_Psikanalitik_Yaklasim
https://acikerisim.sakarya.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12619/69531/EFT0294.pdf?sequence=1&isAllowed=y
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/883248
https://antalya.psikolog.org.tr/tr/yayinlar/dergiler/1031828/tpd1300443320100000m000103.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/573277
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/499007